kör adam ve dilenci hikayesi

Gecerüyasında bir adam gördü, aslan gibi güçlü ve kuvvetliydi. Felsefeciye bir tokat vurdu, iki gözünü birden kör etti. - Ey kötü adam, dedi, eğer yapabiliyorsan, bu iki göz kaynağını da kazma ve külünkle nurlandır bakalım! Adam: —Hayır, şimdi söylemem gerekiyor, der ve atının gemini iyice çekmeye başlar. Kral: —Bu sırdır ancak kulağına söyleyebilirim, der. O zaman kral başını ona doğru yaklaştırır. Adam kralın kulağına hafif bir sesle, “Ben ölüm meleğiyim” deyince kralın rengi değişir, dili dolaşır. Bir ara kendini toparlar Yüce dağların karlarından doğdum ben. Benim sevgi li masamda. Ozan dolu dağ. Ozan dolu bulut. Kimimiz sigara ve gazete alırdı. Kimimiz bir biber tarlasında, Yıldızların altında ölmek isterdi. Şair ve kör dilenci birlikte dilenirlerdi. Biri almak için, biride vermek için. Eviolmayan adam kad-ının bu isteği karşısında biraz şaşkındı. Daha sonra bu teklifi kabul ederek kad-ının arabası ile birlikte evine doğru gittiler. İtiraf etmek gerekirse bu teklif adama çokta mantıklı gelmemişti. 25 yıldır sokaklarda yaşayan bu adam e-ve gittiklerinde ilk olarak uzamış sakallarını kesti. Kalkarkenadam gelir, resme bakar, beğenir. “Güzel ama” der lokantacı “Bir dakikada yaptınız bunu, oysa bir saattir yiyorsunuz”. Ressam: “Bir dakika değil, 60 yıl ve bir dakika” diye karşılık verir. 3. Dilenci ve Turgenyev Büyük Rus yazarı Turgenyev, soğuk bir akşamüstü evine doğru yola çıkmış. Agence De Rencontre Gratuite Pour Les Femmes. Kör Dilenci Kör bir dilenci vardı. Şöyle derdi - Ey ahali, bana acıyın, bende iki körlük var. O halde bana iki kat yardım edin. Halktan birisi - Bir körlüğünü görüyoruz. Öbürü nedir, göster, dedi. - Sesim çirkin, avazım kötü. Körlük ve ses çirkinliği iki kat kör­lüktür. Sesim yüzünden halkın bana acıması azalıyor. Kötü sesim nereye varırsa bana karşı öfke ve kin meydana getiriyor. Bu iki kör­lüğe siz de iki kat acıyın. Böyle hiçbir yere sığmayan kişiyi siz de gönlünüze sığdırın, hoş görün. Bu sızlanma yüzünden halkın hepsi ona acımaya başladı. Sırrını söyleyince gönlünün güzel sesi, sesinin çirkinliğini örttü. Böyle birisinin gönül sesi de çirkin olursa, bu üç kat körlüktür. Mevlana'dan Hikayeler Blog Bu blogdaki popüler yayınlar Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler Dert nerede ise deva oraya nerede ise nimet oraya gider. Soru nerede ise cevap oraya verilir. Gemi nerede ise su ara, susuzluğu elde et de sular alttan da yerden de fışkırmaya başlasın. *** Kötü bir işe düşünce ibret al, üzüntüye düşme. Fayda ve zarar zamanında da gülmeye bak. Gülün yapraklarını tek tek koparsan da sana gülümser o. Bir dikenden niye gama düşersin? Diken olmasa gül olur mu? *** Nice güzel sözlüler var ki susmaktadırlar. Nice tatlı özlüler var ki; ekşi yüzlüdür. Mezarlığa var da bir bak; ne hatipler var ki susmuşlar, ne can yakan güzeller var ki, ekşimişler, toprak olmuşlar. *** Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu? Eski zamanlarda bir padişahın yiğit mi yiğit bir oğlu vardı. Bu genç şehzade hem iyi silah kullanır, ahlâkıyla ve güzelliğiyle bilinirdi. Bir gece padişah, ülkesini kendisinden sonra yönetecek olan oğlunun rüyasında öldüğünü görür. Bütün dünya gözüne önemsiz bir çöp yığını gibi gelir. Üzülmeye ve kederlenmeye başlar. Yüreği o kadar sıkılır ki, yaşamaktan bıkmıştır artık. Fakat bu bir rüya demiştik ya, uykusundan uyanır. Aklı başına geldikten sonra sevinir. O kadar ki hayatında hiçbir şeye bu kadar sevinmemiştir. Üzüntüden ölecek hale gelen ve artık ölmek isteyen padişah, bu sefer de sevincinden ölecek hale gelir. Gördüğü rüyanın etkisiyle, soyu sopu devam etsin diye oğlunu evlendirmeye karar verir ve -Eğer oğlum rüyamda gördüğüm gibi ölürse, torunum babasından sonra onun yerine geçer, der. Başımıza ne geliyorsa... Bir zamanlar bir âşık yaşarmış. Sözünde durur, yeminini tutarmış. Yıllar boyu bir sevgiliye gönül vermiş, ona kavuşabilmek için beklemiş, padişahına kul köle olmuştu. Arayan sonunda bulurmuş. Çünkü sabrın sonu selametmiş. Günlerden bir gün sevgilisi ona -Bu gece gel. Sana güzel yemekler, tatlılar yaptım. Filan yerde gece yarısına kadar bekle. Sen aramadan, ben gelirim. Sonrasında adam mükellef çok güzel bir iş bulur, ve çok para kazanır adam da benim kör olduğum için bana acıdılar da o yüzden aldılar diye düşünür, ve gerçekten de öyledir ve sonra adam işinden bir gün eve gelirken bir dilencinin sesini duyar ve ona yardım etmek ister, sonra işinden biriktirdiği parasını bankadan alıp polise gider. Ve der ki ben bu parayı yoldaki dilenen dilencilere giysi, ayakkabı,yiyecek ve su gibi benzeri şeyler için vermek istiyorum. Bana yardımcı olur musunuz? polis tabi kide olurum dedi. Ve sonra dilencilere vermek bir şeyler almak için gidiyorum. Dedi. Ve siz şunu bilmelisiniz ki, sizin bu iyiliğiniz sizin iyi bir insan olduğunuzu gösterir. Der. Ve gider, kör adam da karakolda polisin gelmesini bekler, ve polis gelince der ki,o parayla dilencilere yardımda bulundum der. Sonra kör adam polise çok teşekkür etti ve poliste onu evine götürdü, ve bundan sonra o adam artık dilencilere her zaman yardımda bulunacağım diye söz verdi. Ve sonra polise asıl teşekkür etmesi gereken kişi benim dedi ve ona çok teşekkür etti ve sonra hayatına böyle devam etti.....YanıtlaSil Gözleri görmeyen adam şöyle der “Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret”.Hz. Muhammed, o sırada adama bir cevap Mekke’nin uluları, kendilerine özel muamele edilmesini beklemektedirler, Hz. Muhammed de onları gücendirmek görmeyen adam, tekrar seslenince Hz. Muhammed’in yüz hatları elinde olmayarak bu olay üzerine...Allah’ın şu ayetleri gelir* * * “1- Peygamber yüzünü ekşitti ve geri döndü. 2- Kör adamın kendisine gelmesinden ötürü. 3- Belki o temizlenecek. 4- Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek. 5- Kendini sana muhtaç hissetmeyene gelince. 6- Sen ona yöneliyorsun. 7- Oysaki onların temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin. 8- Fakat koşarak sana gelenle. 9- Allah’tan korkarak gelenle ilgilenmiyorsun”. Abese Suresi* * * Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, gözleri görmeyen bir vatandaşa, “Sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun?” sözü ve o vatandaş karşısındaki kibirli tavrı, bana bu ilahi ikazı hayır...“Hocalık” falan taslamak Recep Akdağ gibi, kendisini “İslam inancı” dünyası içinde tarif eden ve “Abese Suresi”nden haberdar olan bir siyasetçinin tavrını yadırgadığımı belirtmek ki “İyi ama Ahmet Hakan, Sayın Bakan o işçiden özür diledi, daha ne yapsın?” Ama durun bir dakika!Bu olay, basında çıkan ağır eleştirilerin ardından durumu kurtarmak için yapılan küçük bir özürle geçiştirilebilir mi?Gözleri görmeyen bir vatandaşa yönelik o kibirli sözler, seçim yorgunluğuyla falan açıklanabilir mi?Allah, en sevdiği kulunu bile “Dalgınlığına gelmiştir” demeden ikaz böyle bir ikaz varken, hangi yorgunluk o kör işçiye yönelik davranışın mazereti olabilir ki?Türban reklamlara girdiAK Parti reklamlarında türbanlı yoktu, başörtülü genç kadınların başı örtülüydü, ne de yaşlı tepeden tırnağa beyaz Türk idi...“Ne oluyoruz yahu? AK Parti siyahları bırakıp beyazlara mı yelken açtı?” dedik ya...Birkaç gün sonra bir de baktık ki...Türbanlı genç bir kadın, AK Parti afişlerinde boy zaman eleştiriyi düşmanlıkla karıştıran zihniyete kapak olsun bu...Demek ki neymiş?Eleştiri, kurumsal yapıların kendilerini geliştirmeleri ve düzeltmeleri için bir fırsat için şarkı sözü yazdım“EŞKIYA dünyaya hükümdar olmaz” türküsünü bayıldığı bir türküdür bu...Değişik versiyonlarını Zülfü Livaneli, Edip Akbayram gibi sanatçılar olmayarak... İşte bu türkünün sözleriyle biraz oynadım ve Devlet Bahçeli’nin diline uyarlamaya kadar da fena olmadı galiba...Bakalım siz ne diyeceksiniz “Bir yanımı sardı kasetçi alçaklar / bir yanımı sardı bizim nefsine uyanlar / 9 kaset ile kestiler yolu / kasetçi MHP’ye anam hükümdar 2011 seçime doğru / sebep oldu şeytan yataklara girdi / uçkur defterine adları yazıldı / kasetçi MHP’ye anam hükümdar ağlama ülkücüm dertlerin çoktur / hovardalar yüzünden çektiğimiz çoktur / yiğitlik yolunda yapacak bir şey yoktur / kasetçi MHP’ye anam hükümdar olmaz”.Hisarcıklıoğlu neden paniklediRİFAT Hisarcıklıoğlu’nun Twitter hesabından şöyle bir mesaj yollanmış“Dört yıldır TOBB Genel Kurulu’na katılıyorum. İlk kez böyle bir şey gördüm. Anketler yanılacak galiba”.Mesajda Kemal Kılıçdaroğlu’nun TOBB Genel Kurulu’nda aldığı alkışa gönderme yapılıyor. Fakat çok geçmeden Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan yeni bir mesaj geliyor“Sistemde bir yanlışlık var. Az önceki mesaj bizim tarafımızdan yazılmamıştır”.Kısacası olay şu Birileri Hisarcıklıoğlu’nun hesabına girerek bir tane mesaj atmışlar, o da “Bu mesaj bana ait değil” demiş. Meselenin bu şekilde kapanması gerekiyor değil mi? Ama hayır! Hisarcıklıoğlu meseleyi büyütüyor, TOBB açıklama yapıyor, basına bilgi üstüne bilgi veriliyor, “Hesaba girenler bulunacak” deniliyor... Yani tam bir panik havası...Ne oluyoruz yahu! Velev ki “Anketler yanılacak galiba” demiş olun, ne olur ki? Bu panik, bu korku, bu telaş niye?Nevzat Yalçıntaş’a övgüTÜRK sağının sembol ismi...Türk-İslam sentezinin babası, hatta ağa babası... Hocaların hocası... Süleyman Demirel ile Turgut Özal’ı, Tayyip Erdoğan ile Numan Kurtulmuş’u, Muhsin Yazıcıoğlu ile Alparslan Türkeş’i aynı anda koruyup kollayabilecek ve bunu kendi iç dünyasında makul hale getirebilecek bir isim...Fikirlerine, yaklaşımlarına, analizlerine katılırsınız katılmazsınız. Ama siyasi pozisyonu budur ve buna itiraz Yalçıntaş Hoca, geçenlerde CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında Süleyman Demirel’e saydırmasına şiddetle itiraz etti.“Bu olmaz” dedi. “Bu kabul edilemez” dedi. “Demirel’in yaşını başını dile getirmek ayıptır” dedi. “Bütün bunlar Tayyip Erdoğan’ın seçim yorgunluğundandır” lafını eğip bükmedi, lafını de biraz muzipçe “Aman hocam siz hâlâ AK Parti’desiniz, başınız belaya girmesin” falan diye takıldım kendisine...Yalçıntaş Hoca, bu takılmaya şöyle karşılık verdi “Ne yapayım kardeşim? Bu yaşıma geldim, ne düşündüğümü açıkça söylemeyecek miyim? Bana hocaların hocası diyorlar, eğer görüşlerimi olduğu gibi açıklayamayacaksam ne manası kalır benim hocaların hocası olmamın?”Bu cevabı alınca muzipliği falan bir tarafa bırakıp kemal-i ciddiyetle başka bir konuya geçiverdim. Alevilik diye bir ırk mı var?BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, bir süredir miting meydanlarında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” kimliğine sahip olduğunu iddia eden sözler nereden biliyor Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu?Herhalde şu iki nedendenBİR Tunceli doğumlu oluşundan...İKİ Alevi bir aileden geliyor oluşundan...O zaman soralım“Bir insan, Alevi inancını benimsemiş bir aileden geliyorsa ille de Alevi olmak zorunda mı?”Ya da...“Bir insan, Sünni inancını benimsemiş bir aileden geliyorsa ille de Sünni olmak zorunda mı?”Hatta Sünniliği-Aleviliği bir tarafa bırakalım...Dinler, kalıtsal yoldan mı geçer? Yoksa akıl ve fikirle seçilir mi?Dinlere ırk muamelesi yapılamazken... Mezheplere ırk muamelesi yapmak da nereden çıktı?Diyebilirsiniz ki“O zaman Kemal Kılıçdaroğlu da çıksın, Alevi inancına sahip olup olmadığını açıklasın... Böylece Aleviliği devam ediyor mu, etmiyor mu anlayalım”.Böyle bir talep karşısında şu üç şeyi söylerimBİR Sana ne kardeşim adamın hangi mezhebe bağlı olduğundan? Adam ister anasından babasından bellediği inancı kişisel hayatında devam ettirir, ister bambaşka inanç âlemlerine doğru yolculuğa Hani evrensel insan haklarından biri de kimsenin inancını açıklamaya zorlanmamasıydı? Niye zorlayayım Kemal Kılıçdaroğlu’nu Alevi olup olmadığını açıklamaya? Böyle bir hak ihlalini niye yapalım?ÜÇ Bir insanın doğum yeri Tunceli olunca, otomatikman Alevi mi oluyor? Mesela Tunceli’de doğup da Sünni olmayı tercih etmek ya da Konya’da doğup da Alevi olmayı tercih etmek diye bir şey en azından teorik olarak mümkün değil mi? Galata Köprüsü’nde bir bahar günü, kör bir adam dilencilik yapıyormuş. Dizlerinin dibinde bulunan tabelada “Doğuştan kör” yazılıymış. Pek çok insan gelip geçmesine rağmen kimse ona yardım etmiyormuş .Oradan geçen bir reklamcı bunu görmüş. Zavallı dilenciye acıyıp tabelayı almış, tabelanın arkasına bir şeyler yazmış .Sonra da tabelayı aldığı yere bırakmış. Ne olduysa olmuş!..Bu tabeladaki yazıyı okuyan herkes, dilencinin önündeki şapkaya para atmaya başlamış. Bir cümle yetmiş, onca kişiyi etkilemeye ve dilencinin şapkasının kısa sürede parayla dolmasına.. “Güzel bir bahar günü….Ama ben baharı göremiyorum!… Gönderen Yorumlar 30 Ekim 2016, Pazar - 2212 Ali yılmaz Ali yılmaz _samsun Burda anlatılmak istenen yaptığın işlerinde ne yapacağını bilirsen sonuca gidersin veya insanlara yaklaşımı nasıl yapacaksın bu durumlar anlatılıyor 21 Şubat 2015, Cumartesi - 0145 ASLI ERASLAN - İstanbul Dilenci olmasaymış daha iyiymiş 17 Mart 2014, Pazartesi - 1842 zeynep sude açıkgöz - France ALLAH her gün görmeyi nasib etsin inş. 27 Şubat 2014, Perşembe - 2120 zeynep sude açıkgöz - France güzel bi hikaye 14 Şubat 2014, Cuma - 1831 sevill - İstanbul çok güzel bir hikaye Allah kimseyi bu durumalra düşürmesin 06 Ocak 2014, Pazartesi - 1531 aydan memmedova allah dilencilere para versin dilenmesinler. 03 Ocak 2014, Cuma - 1846 erkitsena - Antalya allah bizi de allah korusun öyle yaratabilirdi bu yüzden onlara da saygı duyalım onlar da insan 28 Aralık 2013, Cumartesi - 1741 Suara Nur - Germany güzelbir insan olmali bunu yapan saygili ve yardimsever biri olmali 26 Aralık 2013, Perşembe - 1813 erkitsena - Antalya allah körde olsa sağır da olsa bir İNSAN yaratmış o kişi bizde olabilirdik 20 Aralık 2013, Cuma - 2155 feyzaa571 - Kocaeli Mantıklı bir söz, arkadaşlar engellilere saygı gösterelim onlara kör, sağır gibi sözcükler bu onları üzeblir söylemeyelim mesela,görme engelli, işitme engelli gibo sözcükler kullanalım!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ! Lütfennnn!!!!!!!!!!!!!!!!!! 17 Aralık 2013, Salı - 2015 ebrar ağca - Hatay bir insan körde olsa felçte olsa engellide olsa İNSANDIR bunu unutmayalım!!!!!!!!! 14 Aralık 2013, Cumartesi - 1123 sevim dede çok güzel birisi kör bile olsa ona saygı duymalıyız

kör adam ve dilenci hikayesi