kuranda itikad ile ilgili ayetler
Buolgun insana Allah adamı (ricalullah) denir. Tasavvuf, dünya adamını Allah adamı yapma sanatıdır. “Eğer tasavvufu inkâr edenler, sadece tasavvuf ve sûfi kelimesinin Kur’an’da bulunmadığını söylüyorlarsa bunda garipsenecek bir şey yoktur; bu doğrudur. Fakat tasavvufun içerdiği manayı ve ahlakı inkâr ederlerse, o
İbrahimtek tanrı inancına sahip topluluklar için ortak bir nokta mı? Bu soru, nadiren burada olduğu kadar kapsamlı ve hassas bir şekilde ele alındı. Bristow, Kutsal Kitap’taki ve Kur’an’daki İbrahim anlatılarını derinlemesine analiz ediyor ve
Kuranda kurban ile ilgili ayetler sorusunun cevabı nedir? Nedir Sorusunun Cevabı, Ödevi, Nasıl Yapılır, Konusu, Hakkında Bilgi, Sunum Performans Ödevi
KurandaNefs i Emmare"ile ilgili ayetler yayınlanmıştır.Kaynak diyanet meal Kardeşlerimyüce Allah'ın mesajının aklımıza,kalbimize,vicdanımıza hükmedebilme
Kur’an’da ahiret hayatı nasıl anlatılmaktadır bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz. İslam itikad nizamında temel iman esaslarından biri de Ahiret Gününe inanmaktır. İnançlarımız ve amellerimize göre, mutluluk dolu, ya da belirli bir süresi veya bütünü azaplarla çevrili ebedî bir hayat yaşamak
Agence De Rencontre Gratuite Pour Les Femmes. Ekleyen Ekleme Tarihi Aralık 26, 2019. Eklenen KategorilerHELAL-HARAMLAR, SORU-CEVAPLAR, YİYECEK İÇECEKLER Arap toplumunun içkiye son derece alışık olduğunu ve bol miktarda tükettiğini bilen Yüce Allah, onlara rahmetinin bir eseri olarak içkiyi birden yasaklamamış, bilakis inzâl buyurduğu âyet-i kerimelerle dört farklı aşamada içkiyi haram kılmıştır. Nüzûl sırasına göre bu dört âyet-i kerime şunlardır a Üzümden İçki Elde Edilmesi Kur’ân-ı Kerim’de içkiyle ilgili nâzil olan ilk âyet-i kerime şu şekildedir “Hurma ve üzümden hem sarhoşluk veren içki, hem de güzel rızıklar elde edersiniz.”[1] Burada içkinin helâl veya haram olduğuna dair bir hüküm yer almasa da, âyet-i kerimenin, sarhoşluk veren içki mânâsına gelen “seker” kelimesini, güzel rızık mânâsındaki “rızkan hasenen” kelimesinden ayrı zikretmesi ve aralarını “vav” bağlacıyla ayırmasından anlaşılmaktadır ki, içki, faydalı ve güzel bir rızık değildir. Diğer bir ifadeyle Allah Teâlâ zımnî olarak bu âyet-i kerimeyle içkinin zararlı ve kötü bir içecek olduğuna imada bulunmuştur.[2] b Fayda ve Zararının Mukayese Edilmesi Hz. Ömer ve Muaz b. Cebel gibi bazı sahabe-i kiramın, “Yâ Resûlellah! Hamr hakkında bize bir fetva ver. Çünkü o, aklı gideriyor.” demeleri üzerine[3] içkiyle ilgili şu ikinci âyet-i kerime inzâl buyrulmuştur “Sana şarap ve kumar hakkındaki hükmü sorarlar. De ki İkisinde de hem büyük günah, hem de insanlara bazı menfaatler vardır. Fakat günahları faydalarından daha çoktur.”[4] Görüldüğü gibi bu âyet-i kerimede içkinin gühahının zararının faydasından daha fazla olduğu ifade edilmek suretiyle akıl sahipleri uyarılmış ve içkinin haram kılınması aşamasında bir adım daha atılmıştır. Öyle ki, söz konusu âyet nâzil olduktan sonra içkinin zararının faydasından daha çok olduğunu nazar-ı itibara alan sahabenin bir kısmı, “Kendisinde büyük günah bulunan bir şeye bizim ihtiyacımız yoktur.” diyerek içki içmenin caiz olmadığı kanaatine varmışlar ve içki içmeyi terk etmişlerdir.[5] c İçkiliyken Namaza Yaklaşma Yasağı Üçüncü olarak nâzil olan şu âyet-i kerimeyle içkiliyken namaz kılma yasaklanmıştır “Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.”[6] İmamlığa geçen bir sahabenin, Kâfirûn sûresindeki zamirleri yanlış okuması ve böylece mânânın bozulması, bu âyetin sebeb-i nüzülu olarak gösterilmiştir.[7] Bu âyet indikten sonra, Allah Resûlü’nün münadisinin, namaza başlarken “Sarhoş olan, namaza yaklaşmasın!” diye seslendiği rivayet edilmiştir.[8] Bu âyet-i kerimenin nâzil olmasıyla birlikte, içki içmeye devam eden sahabelerden bir kısmı daha, “Bizi namazdan alıkoyan bir şeye ihtiyacımı yoktur.” diyerek içkiyi bırakmış fakat içki tamamen haram kılınmadığı için bazı sahabeler yatsı namazından sonra içki içmeye devam etmişlerdir. Fakat bazı kimseler içki içip sarhoş olduktan sonra birbiriyle kavgaya tutuşup, birbirlerine Allah’ın razı olmayacağı sözler söylemeye başlayınca Cenâb-ı Hak da Mâide sûresindeki âyetle içkiyi kesin olarak haram kılmıştır.[9] d İçkinin Kesin Olarak Haram Kılınması Son olarak içki hakkındaki kesin yasaklayıcı beyan aşağıdaki âyetlerle gelmiştir “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar putlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”[10] Bu âyet-i kerimeden yola çıkan âlimler içkinin haramlığı konusunda icma etmiş ve içki içen bir insanın fâsık ve günahkâr, içkiyi helâl sayanın ise kâfir olacağını söylemişlerdir.[11] [1] en-Nahl 16/67. [2] Fahrettin er-Râzî, Mefâtihu’l-gayb, 20/55-56; Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, 5/3107. [3] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, 2/761. [4] el-Bakara 2/219. [5] Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, 2/763-764; Kurtubî, el-Câmiu liahkâmi’l-Kur’ân, 6/286. [6] en-Nisâ 4/43. [7] Ebû Dâvud, “Eşribe”, 1; Taberî, Câmiu’l-beyân, 8/376. [8] Ebû Dâvud, “Eşribe”, 1. [9] Cessâs, Ahkâmu’l-Kur’ân, 2/4; Kurtubî, el-Câmiu liahkâmi’l-Kur’ân, 6/286. [10] el-Mâide 5/90-91. [11] Serahsî, el-Mebsût, 24/3. Etiketlerİçkiyle ilgili Kur'an'da yer alan ayetler nelerdir?
İtikad Bir fikre, bir inanca bağlanma; inanma. Bir din veya mezhebin temel inanç değerleri. Allâh’a kalbî bağlılık, kesin inanma; îman anlamlarına KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER Mâlum olduğu üzere ilk nâzil olan âyetler tevhîde dâvet, öldükten sonra dirilme îman, mü’minleri cennetle müjdeleme, kâfirleri ve âsîleri cehennem ile inzâr gibi akîdevî hususlarda idi. Bu mevzûlarda muhtelif delillerle iknâ etmek sûretiyle insanların îmanlarını kuvvetlendirdikten sonra, muâmelâtla alâkalı hükümler inmeye başladı. Çünkü insanlar bâtıl itikat ve alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı oldukları için bunlardan vazgeçmeleri çok kolay değildi. Tedrîcîliğe riâyet etmeden, insanları kötü alışkanlıklardan arındırmaya çalışmak, nefrete ve uzaklaşmaya sebebiyet verebilirdi. Mekkî âyetler, îman, ahlâk ve fikir cihetinden sıhhatli bir cemiyetin temellerini atmıştır. Bu âyetlerde ahlâkî emir ve hükümler yer almaktadır. Böylece mü’minlerin kuvvetli bir îmâna sâhip kılınmaları, sabır, sebat, azim, gayret gibi hasletlerle techîz edilmeleri, bâtıl itikat ve îtiyadlardan arınmaları hedeflenmiştir. Tasavvufî terbiyede mühim bir usûl olan râbıta, bilhassa asırdan itibâren bâzıları tarafından, âdeta bir îman küfür meselesi hâline getirilerek şiddetle tenkit edilmiştir. Hâlbuki râbıta, daha önce de ifâde ettiğimiz üzere gâyet tabiî bir psikolojik vâkıadır. Bu şekilde anlaşılıp tatbik edilen bir râbıtanın, itikadı zedeleyecek hiçbir tarafı yoktur. Bu hususta Ubeydullah Ahrâr Hazretleri şöyle buyurmuştur “…Kalbi mal-mülk gibi dünyevî şeylere bağlı olan ve bunları düşünen kişi kâfir olmuyor da, kalbi kâmil bir mü’mine bağlamak ve ona muhabbet duymak, niçin küfre sebep olsun?” Üstelik gönlü mânevî rehberlere bağlı olmayan insanların; “Tabiat boşluk kabul etmez.” hakîkati sebebiyle, yanlış örneklerin peşine takılmaları da kuvvetle muhtemeldir. Nitekim; “Hak ile meşgul olmayan kalbi, bâtıl işgâl eder.” denilmiştir. Velhâsıl râbıta; mürîdin mürşidine duyduğu muhabbeti dâimâ gönlünde tâze tutarak onun sâlih amellerini ve güzel hâllerini taklide çalışmasından ibârettir. Zira sâlih zâtların sohbet ve irşadları kadar, muhabbetleri de tesirli ve faydalıdır… İslam ve İhsan
Kuranda örtünme ayeti var mı?Örtünme konusu Kur'an'da, Ahzab Suresi'nin 59'uncu Ayeti ve Nur Suresi'nin 31 ve 60'ıncı ayetlerinde geçmektedir. Kur'an'da geçen "Hımar' kelimesi 'Baş örtmek' anlamına değil, sadece 'örtmek' anlamına gelmektedir. … Oysa ne ayette ne de Kur'an'ın hiçbir yerinde 'hımarü-re's' diye bir tanımlama kuranda hangi ayette geçiyor?nur suresi/ 31. ayet der ki; mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. yüz ve el gibi görünen kısımlar müstesna, zînet yerlerini göstermesinler. başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar başörtü zorunlu mu?Kadın ve erkeğin ayıp yerlerinin kapatılması dışında, hanımların ve erkeklerin başlarının veya başka yerlerinin şöyle veya böyle örtüleceğini hükme bağlayan açık ve net bir ayet bulunmamaktadır. Eğer böyle bir ayet vardır dersek, bu Kuran'da olan bir şeye yok demek kadar büyük bir günah Kuranda nasıl geçiyor?Tesettürle ilgili ayetler"Ey Peygamber! … "Mümin kadınlara da şöyle Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. … "Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah örtünme zorunlu mu?" islam dininde kapanma zorunluluğu Allah'ın kesin bir emridir. Ancak bu başörtüsü vs. gibi şeylerin kesin takılacağı/giyileceği anlamına gelmez. Allah kadınların vücut hatlarının belli olmayacağı şekilde kapanmalarını dinin emri mi?Kadınların başörtülerini; saçlarını, başlarını boyun ve gerdanlarını iyice örtecek şekilde yakaların üzerine salmaları, dinimizin Kitap, Sünnet ve İslâm alimlerinin ittifakı ile sabit olan kesin emridir. Müslümanların bu emirlere uymaları dini vecibedir.”Islamda başörtüsü zorunlu mu?Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, bir kadının başını örtmesinin "Müslümanlığa giriş beyannamesi ve ya Müslüman olmanın yegane ve ön şartı' olmadığını belirtti. … Bardakoğlu, "Biz şunu söylüyoruz, açık; başörtüsü, Müslüman yetişkin kadıların başını örtmesi dini bir vecibedir.
Cinlerin varlığı ve mâhiyeti ile ilgili ayetler aşağıda yazılmıştır. Cinlerin varlığını inkar eden tüm bu âyetleri inkâr etmiş olup dinden Sûresi 112. Ayet وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِىٍّ عَدُوًّا شَيَاطٖينَ الْاِنْسِ وَالْجِنِّ يُوحٖى بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًا وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُون“İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla baş başa bırak” Araf Sûresi 179. Ayetوَلَقَدْ ذَرَاْنَا لِجَهَنَّمَ كَثٖيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا اُولٰئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّ اُولٰئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ“Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir” Araf Sûresi 184. Ayetاَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِهِمْ مِنْ جِنَّةٍ اِنْ هُوَ اِلَّا نَذٖيرٌ مُبٖينٌ“Onlar arkadaşlarında herhangi bir cinnet bulunmadığını hiç düşünmediler mi? O, açık bir uyarıcıdan başka biri değildir“Hicr Sûresi 27. Ayetوَالْجَانَّ خَلَقْنَاهُ مِنْ قَبْلُ مِنْ نَارِ السَّمُومِ“Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık“İsra suresi 88. Ayetقُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰى اَنْ يَاْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لَا يَاْتُونَ بِمِثْلِهٖ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهٖيرًا“De ki “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.” Muminun suresi 25. Ayet اِنْ هُوَ اِلَّا رَجُلٌ بِهٖ جِنَّةٌ فَتَرَبَّصُوا بِهٖ حَتّٰى حٖينٍ “Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz.” Muminun suresi 70. Ayet اَمْ يَقُولُونَ بِهٖ جِنَّةٌ بَلْ جَاءَهُمْ بِالْحَقِّ وَاَكْثَرُهُمْ لِلْحَقِّ كَارِهُونَ“Yoksa “O cinnet getirmiş” mi diyorlar? Hayır o, onlara hakkı getirdi. Hâlbuki onların pek çoğu haktan hoşlanmamaktadırlar“Neml suresi 17. Ayetوَحُشِرَ لِسُلَيْمٰنَ جُنُودُهُ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ وَالطَّيْرِ فَهُمْ يُوزَعُونَ“Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı”Sebe suresi 8. Ayetاَفْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِبًا اَمْ بِهٖ جِنَّةٌ بَلِ الَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ فِى الْعَذَابِ وَالضَّلَالِ الْبَعٖيدِ“Bir yalanı Allaha iftira etmekte mi? Yoksa kendisinde bir cinnet mi var? Hayır doğrusu o Âhırete inanmıyanlar uzak bir dalâletle azâb içindeler “Sebe suresi 12. Ayet وَلِسُلَيْمٰنَ الرّٖيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ وَاَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ وَمِنَ الْجِنِّ مَنْ يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِاِذْنِ رَبِّهٖ وَمَنْ يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ اَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّعٖيرِ“Süleyman’ın emrine de, sabah esişi bir ay, akşam esişi de bir aylık yol olan rüzgârı verdik. Erimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle onun önünde çalışanlar vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden çıkarsa, ona alevli ateş azabını tattırırız“Sebe suresi 14. Ayetفَلَمَّا قَضَيْنَا عَلَيْهِ الْمَوْتَ مَا دَلَّهُمْ عَلٰى مَوْتِهٖ اِلَّا دَابَّةُ الْاَرْضِ تَاْكُلُ مِنْسَاَتَهُ فَلَمَّا خَرَّ تَبَيَّنَتِ الْجِنُّ اَنْ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ الْغَيْبَ مَا لَبِثُوا فِى الْعَذَابِ الْمُهٖينِ“Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi. Süleyman’ın cesedi yıkılınca cinler anladılar ki, eğer gaybı bilmiş olsalardı aşağılayıcı azap içinde kalmamış olacaklardı” Sebe suresi 46. Ayetقُلْ اِنَّمَا اَعِظُكُمْ بِوَاحِدَةٍ اَنْ تَقُومُوا لِلّٰهِ مَثْنٰى وَفُرَادٰى ثُمَّ تَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِكُمْ مِنْ جِنَّةٍ اِنْ هُوَ اِلَّا نَذٖيرٌ لَكُمْ بَيْنَ يَدَیْ عَذَابٍ شَدٖيدٍ“Ey Muhammed! De ki “Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum. Arkadaşınız Muhammed’de cinnetten eser yoktur. O, şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır.” Fussilet suresi 29. Ayet وَقَالَ الَّذٖينَ كَفَرُوا رَبَّنَا اَرِنَا الَّذَيْنِ اَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ اَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الْاَسْفَلٖينَ“Ateşe giren inkârcılar şöyle derler “Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım ki en aşağılıklardan olsunlar.” Zariyat suresi 56. Ayet وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım“Rahman suresi 33. Ayet يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُوا لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍ“Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz“Rahman suresi 39. Ayetفَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْپَلُ عَنْ ذَنْبِهٖ اِنْسٌ وَلَا جَانٌّ “İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak” Cin suresi 1. Ayet قُلْ اُوحِىَ اِلَیَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ فَقَالُوا اِنَّا سَمِعْنَا قُرْاٰنًا عَجَبًا“Ey Muhammed! De ki “Bana cinlerden bir topluluğun Kur’an’ı dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.” Cin suresi 5. Ayetوَاَنَّا ظَنَنَّا اَنْ لَنْ تَقُولَ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللّٰهِ كَذِبًا “Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.”
Diğerlerini de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayı istiyor bulacaksınız Ama Fitneye her geri çağrılışlarında içine başaşağı balıklama dalarlar Şayet sizden uzak durmaz, barış şartlarını size bırakmaz ve ellerini çekmezlerse, artık onları her nerede bulursanız tutun ve onları öldürün İşte size, onların aleyhinde apaçık olan ´destekleyici bir delil´ kıldık 4/91 Eğer bir kadın, kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur Barış daha hayırlıdır Nefisler ise ´kıskançlığa ve bencil tutkulara´ hazır elverişli kılınmıştır Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır 4/128 Onlar için Rableri katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir 6/127 Eğer onlar barışa eğilim gösterirlerse, sen de ona eğilim göster ve Allah´a tevekkül et Çünkü O, işitendir, bilendir 8/61 Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip-iletir 10/25 Öyleyse, siz üstün bir durumda iken, barışa çağırmak suretiyle gevşekliğe düşmeyin Allah, sizinle beraberdir; O, sizin amellerinizi asla eksiltmez 47/35 Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe Silm´e, İslam´a girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin Çünkü o, size apaçık bir düşmandır 2/208 Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ´ay hali ve temizlenme süresi´ beklerler Eğer Allah´a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah´ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada başkalarından daha çok hak sahibidirler Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var Allah Aziz´dir Hakim´dir 2/228 Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavime sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak istemeyip bundan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler dokunulmazdır Allah dileseydi, onları üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı Eğer sizden uzak durur geri çekilir, sizinle savaşmaz ve barış şartlarını size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır 4/90
kuranda itikad ile ilgili ayetler